Atamızın ileri görüşlülüğü ve eşsiz önderliğinde genç Türkiye Cumhuriyetinin 1930lu yıllarda diktiği fidanlardan biri olan Prof. Dr. İbrahim Enver ALTINLI, bir ulu çınar olarak Türkiye Jeolojisinin tarihindeki yerini almış ve Atatürkün Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz arzusunun gerçekleştiğinin en güzel örneklerinden biridir. Prof. Altınlı; bir arı gibi çalışkanlığı ve tükenmez enerjisiyle sadece bal yapmamış, emsalleriyle karşılaştırıldığında çok sayıda oğul vermeyi de başarmış ender ve örnek alınması gereken hocalarımızın en önde gelenlerindendir.
Yerkürenin kendini ve tarihini anlatmak için ürettiği en mucizevi şeylerden birisi de fosillerdir. Eskiden yaşamış canlıların taşlaşmış kalıntıları olan bu nesneler, bugün sadece Yerkürenin jeolojik geçmişini aydınlatan unsurlar değil, aynı zamanda Dünyanın sosyolojik geçmişinin de önemli motiflerinden birini oluşturur. Fosiller, bir zamanların toplumsal yapısının oluşumunda, inanışlarında, geleneklerinde, hatta pek çok ritüelinde belirgin rol oynamıştır.Popüler kültürün de önemli figürlerinden biri olan fosillere ve onlarla ilişkili pek çok şeye, günümüzde hemen her yerde rastlamak mümkündür
İz fosiller (trace fossils) yaşayan her türlü organizmanın, sediman ya da zemine bıraktığı biyojenik yapılar olup, bulunduğu kayacın özelliğini yansıtırlar (Örneğin; çökelme ortamı, oksijen içeriği, besin içeriği vs.). Bir Rönesans dâhisi, Leonardo da Vinci1452de İtalyanın Floransa kentinin Vinci köyünde dünyaya geldi.
Mikro dünyanın etkileyici gizemini ilk defa,1996 yılında, henüz jeoloji eğitimine başlamadan önce, Microcosmos, Çayırın Sakinleri isimli belgesel filmle keşfettim diyebilirim. Çiçeklerin, böceklerin davranışlarını, ağırve yakın çekimle gözlemlenmiş en akılda kalansahnelerinden biri, herhalde Bruno Coulaisin bufilm için özel olarak bestelediği LAmour des Escargots (Salyangoz Aşkı) müziği eşliğinde, salyangozların aşk dansı yaptığı sahne olmalıdır.
Darwin, Beagle gemisiyle yolculuğa çıktığında, buradan elde ettiği bulguların yıllar içerisinde pek çok bilime ilham kaynağı olacağını hiç kuşkusuz bilmiyordu. Türlerin Kökeni kitabının son sayfalarında insan davranışlarını açıklamaya çalışan modeller arasında psikolojinin yer alacağını öngören satırlar yazmıştı aslında: Gelecekte çok daha önemli araştırmalara açık alanlar görüyorum. Psikoloji, Bay Herbert Spencerın şimdiden attığı temelle, zihni güçlerin ve yeteneklerin ancak yavaş yavaş ve aşamalı olarak kazanılmış olmasının gerekliliğine, güvenle oturtulabilir."