İnsan, çevre yorumunu kendisini merkeze almadan yapabilir. Çünkü çevre bir anlamıyla insanın hem içinde, hem dışındadır. İçindeki çevreyle yaşar, dışındaki çevreyi.
Büyük ve öyle sanıyorum ki iyi Beyaz Reis, Bize topraklarımızı satın almak istediği haberini yolluyor. Toprağımızı alma İsteğiniz üzerinde düşüneceğiz. Halkım, Beyaz Adam`ın almak İstediği nedir diye soracak. Bunu bizim anlamamız zor. Eğer o güzelim havanın. Köpüren suyun sahibi biz değilsek, Onu bizden nasıl alabilirsiniz kİ? 1855`te topraklarını satın almak isteyen ABD hükümetine Dwam kızılderili reisin cevabı.
Yaşlanma nedeninin sadece zaman olduğunu sanır insan/oysa ki bu bir yanılgıdır, insanı asıl yaşlandıran çevre etkileridir. Çünkü İnsanın ömrünün ölçüsünü çevreyle kurduğu ilişki belirler. Yani çevre sorunu bir ölüm kalım meselesidir.
Tüm dünyada yerbilimciler, biyotedaviciler ve halk sağlığı uzmanları arasında tıbbi jeoloji konusunda ortak çalışmalar yapılmaktadır. Böyle ortaklıklar binlerce yıldır insanları rahatsız eden birçok sağlık problemini azaltmak ve hatta yok etmek için birer fırsattır
Günümüzde milyonlarca insan arsenik, kurşun, flor, cıva, uranyum, silis, magnezyum, talyum, iyot ve benzeri elementlerin azlığı ya da çokluğunun yarattığı etkiler sonucu sağlık sorunları ile boğuşmaktadır. Buna karşın, bazı kay açlar ve minerallerden binlerce yıl boyunca veba, çiçek ve humma gibi hastalıkların iyileştirilmesinde yararlanıldığı bilinmektedir
İklim sistemi içinde vazgeçilmez bir öneme sahip olan sera gazları atmosferde doğal süreçlerle belirli oranlarda bulunmaktadır. Ancak, bu gazların oranı arttıkça, bütün canlılar için olumsuz sonuçlar doğuran küresel ısınma meydana gelmektedir. Yeryüzündeki her çeşit ekosistemde olduğu gibi, atmosferde de doğanın kurduğu mükemmel denge bozulduğunda sonuçları oldukça tehlikeli olmaktadır.
Su konusundaki çalışmalar, dünya su kaynaklarının yarısının ileri derecede kirlendiğini ve insanlığın yakın bir gelecekte bugünkünden çok daha ciddi boyutlarda su sıkıntısı ile karşı karşıya geleceğini belirtiyor. Buna rağmen, insanlık kendi geleceğini (tabi ki, diğer canlıların da) kendisi karartıyor.
19. yüzyılın sonlarından itibaren fiziksel ve kimyasal özelliklerinden dolayı bir çok üründe kullandığımız asbeste olan korkumuz, acaba gerçekten zararlı olduğu için mi, yoksa onu tanımadan kullanarak zararlı hale getirdiğimizden mi?
Siyanür, altın işletmeciliğinde insan ve çevre için tehlikeli olan tek kimyasal değil. Siyanürden kaynaklanan tehlikeden daha da önemlisi, siyanürle altın işletme sürecinin doğal dengede bulunan birçok mineralin parçalanması, kompleksleşmesi, daha tepkir duruma geçerek ortalığa salınması, ya da buna neden olacak şekilde büyük hacimlerle depolanması olduğu yeni yeni görülmeye ve araştırılmaya başlandı.
Üç bin yıllık geçmişinin hesabını yapamayan insan; günü birlik yaşayan insandır" demiş, Goethe. Peki, ya üç yıl sonrasının bile hesabını yapamayan?
Tafonomi, organik maddelerin biyosferden litosfere veya jeolojik kayıtlara geçişindeki tüm ayrıntılar üzerine çalışır, Tafonomik analizlerde canlılar hakkındaki en iyi bilgiler kemikten alınmaktadır. Ancak canlının ölümünden sonra geçirdiği birçok kimyasal ve fiziksel değişiklik analizleri güçleştirmektedir
Oldukça geniş ve çeşitli mikrop topluluklarından oluşan biyolojik sistemler: bulundukları ortamların ekolojik yapısına iyi uyum sağlayabildikleri gibi, ortamın çevresel koşullarını da belirleyebilmektedirler. Mikropların yaşam döngülerinin ve çevreleriyle ilişkilerinin incelenmesi, yerküre ve yerbilimleri hakkındaki bilgilerimizi arttıracak yeni araştırma alanlarıdır.
Altın fiyatlarıyla rekabet içinde olan safran, dünyanın en değerli baharatıdır, İber yarımadasına M.Ö. 10. yüzyılda Araçlar tarafından getirilmesinden yüzlerce yıl önce, safran İran`da önemli ve lüks bir maddeydi ve aynı zamanda Asya`daki Baharat Yolu`nun çok değerli ürünüydü. Eski Fenikeliler safran keklerini, tanrıça Astarte`ye adarlardı. Cleoçatra da safranı kozmetiklerinde kullanırdı.
Jeolojik zamanın yaklaşık 175 milyon yıllık Mesozoyik sistemini betimleyen canlıların büyük bir kısmı, 65 milyon yıl önce Kretase devri sonunda yok olmuştu. Peki, ne olmuştu da, o dönemde yaşayan tüm canlıların % 49.9`u tamamen yeryüzünden silinmiş ve Tersiyer devrine atlayamamıştı?
Günümüzün gelişmiş teknolojisi ile öylesine mükemmel sentetik ve taklit süstaşları üretilir ki, gerçek süstaşlarını tanımlamak ve taklitlerinden ayırmak için donanımlı bir süstaşı tanımlama laboratuvarına gereksinim vardır.
İnsanın eski atalarından bazıları 7-8 milyon yıl önce Çorakyerler`de yaşıyorlardı. Milyonlarca yıldır gömülü olan kalıntılar, hassas çekiç darbeleriyle gün yüzüne çıkarıldı. Doğanın bu kutsal mirası üzerindeki son bütünsel çalışmalar, Geç Miyosen dönemde Anadolu`nun hominoid evrimindeki gizemini aydınlığa kavuşturacak.
"Arkeoloji ile jeoloji, ondokuzuncu yüzyıl aydınlanmasının ikiz kardeşleridir. Antika düşkünlüğünü arkeolojiye dönüştüren jeoloji olmuştur. Arkeoloji ise, jeoloji ile tarih arasındaki halkayı oluşturur."
Charles Keith M a ise Is
Orhaniye Kız Kumu ve benzeri oluşumların hurafelerle değil de, doğal süreçlerle oluştuğunun halk tarafından bilinmesi ve benimsenmesi, acaba onların değerini azaltır mı?
Bilim; sırdan, gizemden nefret eder. Evrendeki her şeyin mantıklı bir açıklaması vardır. Marifet, onu keşfedebilmektir.