Öz: 1940` lı yıllarda araziye gönderilen ve kuyu alanlarında görev yapan jeologlar arasında en dikkat çeken, Türkiye`nin ilk kadın petrol jeoloğu Mehlika İzgi Taşman-Ribnikar`dır. Amerikan Petrol Jeologları Derneği`nin(AAPG) kuruluşunun 100. yılında kadın petrol jeologları ile ilgili bir kitap yayınlandı ve sergi düzenlendi. Bu kitapta geçtiğimiz yüzyıla damga vuran petrol jeolojisinin öncüleri ilk 100 kadın arasında Mehlike Taşman-Ribnikar da vardı (Şekil 1). 2017 yılında Amerikan Jeoloji Kurumu`nun (GSA) yıllık kongresinde düzenlenen "Petrol Jeolojisinin Öncü Kadınları Sergisi" sahadaki kadın jeologların inanılmaz mücadele ve başarılarını ortaya koymuştu.
Öz: Küresel risklere açık hale gelmek bir ülkenin en büyük kâbuslarından biridir. Dünya Ekonomik Forumu`nun (WEF) 15-19 Ocak 2023de Davos`ta yaptığı toplantıdan çıkan raporda, 2025 yılına kadar ülkeleri tehdit eden en büyük küresel riskin "yaşam maliyeti krizi" olduğu belirtiliyor. 2025 yılından sonraki küresel risklerin başında ise iklim krizi ile mücadelede ve iklim değişimine uyumda başarısız olmak yer alıyor. Sonraki sıralarda "doğal felaketler, aşırı iklim olayları, biyolojik çeşitlilik kaybı ve ekosistemin çöküşü" geliyor. O halde, küresel ya da bölgesel afet risklerine karşı önlemlerin alınması, dolayısıyla etkili bir afet yönetimi bir ülke için oldukça kritik bir konu.
Öz: Su, "tüm canlılar için vazgeçilmez yaşamsal bir kaynaktır" cümlesiyle başlar su ile ilgili bütün yazılar. Susuz bir yaşam düşünülemez elbette. Yaşamımızı sürdürebilmek için doğrudan vücudumuza aldığımız su dışında, yiyeceklerimizin yetiştirilmesinden soframıza gelmesine kadar her aşamada suya gerek vardır. Evcil hayvanınızın, saksınızdaki çiçeğinizin, üzerinde uzanmak istediğiniz çimlerin, dalından elma kopardığınız ağacın da yaşam kaynağıdır aynı zamanda su. Kirlenen elinizi,çamurlanan ayağınızı, tozlanan evinizi temizlemek için de gereklidir su. Bir yorgunluk kahvesi de suyu gerektirir. Bu sebepledir ki yüzyıllar boyunca bütün büyük uygarlıklar su kenarında kurulmuştur.
Öz: İnsanoğlu, yeryuvarını oluşturan katmanları, özelliklerini, oluşumlarını ve kökenlerini anlayabilmek ve açıklayabilmek amacıyla katmaları oluşturan kayaların ve bu kayaların içerisinde yer alan minerallerin kimyasal kompozisyonlarını tespit etmek için değişik enstrümental analiz teknikleri kullanılır. Söz konusu bir magmatik, metamorfik, sedimanter kayanın içerisindeki bir mineralin kimyasının, açık formülünün, mineralin oluştuğu basınç 44(P), sıcaklık (T), derinlik (D), oksijen fugasitesi(O2) gibi fizikokimyasal koşulların belirlenmesi olduğunda kullanılan analiz tekniği Elektron Prob Mikro Analizdir (EPMA). EPMA dünyada yalnızca yer bilimlerindeki problemlerin çözümüne yönelik kullanılan bir sistem olmayıp pek bilinmese de uzun yıllardır malzeme karakterizasyonu, kontrolü vb. gibi nedenlerle elektrik-elektronik, malzeme ve metalurji, fizik, kimya gibi pek çok bilim dalında da kullanılır
Öz: Akarsular, tatlı su taşıyıcı ve karaların en önemli şekillendiricisidir. İnsanlar varoluşlarından bu yana akarsuların yakınında olmuşlardır çünkü akarsular yaşam pratiklerinin en önemli destekçisi olmuştur. Akarsular, doğdukları noktadan denize döküldükleri yere kadar geçirdikleri yolculuk boyunca farklılaşan kanal geometrisi, jeoloji, iklim şartları ve enerji değişimlerine bağlı olarak aşındırma ve biriktirme yaparlar. Örneğin nehirlerin dağlık alanlarda doğduklarını bölgelerde ana kaya içerisinde yüksek kanal eğimi ve yüksek debi değerleriyle yol aldığını söyleyebilirken, nehrin daha aşağı kotlarında düşük kanal eğimi ve düşük debi ile birlikte aktığını söyleyebiliriz. Nehir, kanal eğimi düştükçe kendi çökellerinden oluşturduğu taşkın ovası dediğimiz düşük eğimli düzlükte akar. Nehirler taşkın ovası adı verilen bu düzlüğü, belki binlerce yılda kendi taşkınlarıyla veya kanal göçleriyle oluşturmuş olur.
Öz: Çok az miktar uranyumdan büyük miktarda enerji üretilmektedir. Bir kg U235in gücü 1 ton kömür veya 17000 metre küplük doğalgazın enerjisine eşittir. Bununla birlikte, nükleer enerji sıfır karbon emisyonuna sahip temiz bir enerji kaynağı olarak kabul edilse de özellikle nükleer atık sızıntıları çevre ve insan sağlığını ciddi bir şekilde tehdit etmektedir.